Önden resimleri yüklemeliyim, sonra da hikayesine geçeceğim.:))
Çok mutlu olun çocuklar... Bu hikaye nasıl başladı... Nasıl bitti...
Benim büyük kızımda dahil olmak üzere İstanbul Üniversitesinden mezun oldular, hepsi hayat yolunda, olgunlaşacakları birer işe girdiler... Ama hayat, lise, üniversite yıllarındaki kadar, sorunsuz ve pembe beyaz değildi:)) Kafayı dinlendirmek, günlük sorunlardan biraz olsun kurtulmak için, sevdikleri bir şeye de vakit ayırmanın iyi olacağını düşündüler...:) Hem çalışıp, hem de bir hobiye vakit ayırmak zordu ama keyif vereceği de kaçınılmaz bir fikirdi... Kendi adıma, kızım ve arkadaşları için sevinmedim desem yalan olur. Gerçekten, zorlu bir iş yaşamı var kızçemin. Sanıyorum bu dünyada uğraşılması ve anlaşılması en zor olan konu, "İnsanoğlu" ve benim kızımın konusu da tam olarak bu... Ne yapalım, insan faktörü dünya var oldukça, hep olacak ve asla uğraşılması kolaylaşmayacak aksine zorluk derecesi artacak.:)) Gerçeklerden kaçamıyoruz.
Gelelim, hikayenin gerisine, küçük küçük yaka iğneleri,kolyeler, telefon kapları ile başladı Crossthing'in hikayesi... Derken, bir iş arkadaşının evlilik hikayesine çözüm ortağı olmaya kadar geldi dayandı :))) Evet!! Başlayış, o başlayış... Her biri, kafayı kaldırmadan... ezberlenmiş örnekle yapımı, üç saat süren ve 300 tane yapılması gereken bir siparişin içinde buluverdiler kendilerini.:))) İki kızçe hem iş, hem bu iş...Nasıl olacak bu iş? :)))
Baktım olmuyor, "Tak Nilgün hanım gözlüğünü hadi bakalım" dedim, kendime. İmkansızı, imkanlı hale sokuverdik... İmece usulu desteklerini bizden esirgemeyenler de oldu tabii:)) Yardımın küçüğü, büyüğü olmaz emeği geçenlere teşekkürler.
Son dört günüm, dikiş makinası ile ütü masası arasında mekik dokuyarak geçti ama çok şık şeyler ortaya çıktı.
Çok mutlu olun çocuklar, yaşamınız o minicik güller kadar pembe, içindeki lavantaların kokusu kadar ferah, keselerin saflığı kadar beyaz olsun.:)) Aferim Crossthing! zorlu bir işten, başarıyla çıktın.