Pazartesi, Ocak 20, 2014

Fava... Meze sofralarının olmazsa, olmazlarından biri daha...




           H3N2 dedikleri şu garabet virüs bize de uğradı. Küçük kuzum tam 72 saattir ateşliydi:( Antibiyotik yok. Sadece ateş düşürücülerle iyileştirmeye çalışıyoruz.  Küçücüğüm, güneşli güzel hafta sonunu, ne yazık ki ateşli geçirmek zorunda kaldı. Hiç bir şey yemiyor. Neler yaptım sırf beğensin de birini seçsin diye...Ama nafile. Bugün sabah saatlerinde ilk defa 37 derecenin altını gördük. Koca kadın neredeyse, derece bakıp çiftetelli oynamaya başlayacaktım. Adını bilip, oynamayı bilmem ya:)) Yapardım bir şeyler heralde:) Nasılsa görecek kimse yok. Bir küçük kuzu bir de ben:)) Bu zorlu bir virüs...Antibiyotiklerin işe yaramadığı, en az 72 saat ateşli hüküm süren, hiç bir şey yenilemeyen, kusma, adale ağrıları, mide bulantıları, baş ağrısı yapan bir tuhaf hastalık. Kuzuya bakarken , çok bulaşıcı olduğunu bildiğim için, kendimce korunma yolları oluşturmaya başladım. Çünkü ben de yatarsam, babaannemiz zaten hasta, anne-baba-teyze işte...Kuzuya kim bakacak? Sabah, öğle ve akşam bir çay bardağı suya, bir çay kaşığı karbonat karıştırıp içtim, bir multi vitamin her gün alıyorum zaten. Bir de kara turp...Öksürüğe iyi geldiği söyleniyor. Ben de yaptım arkadaşlar. 


 Siyah turpu yıkayıp, içini oyuyoruz ancak, beyaz kısmı önemli olçüde kalacak. Dibinde iğne deliği kadar bir delik açıyoruz. Bir çay bardağına oturtuyoruz ve içine bal dolduruyoruz. Ben öğlen yaptım akşama kadar bekledim. Turp suyu ile bal, bardağın içine süzüldüğünde içiyoruz. Ben Cemre'ye kaşış kaşık vermeye çalışıyorum. Öksürüğü azaldı gibi. İhtiyacı olanlar için "deneyin" derim. Turp ve baldan kötü birşey çıkmaz . Her şart altında fayda.:)) Uğramışken favanın da tarifini vereyim bari...:)

FAVA

Gerekli malzemeler:

- 2 Su bardağı kuru bakla
- 1 küçük havuç
- 1/2 çaybardağı tahin
- 2 diş sarımsak
- 1 Çay bardağı riviera zeytinyağ (içine)
- 1 büyük soğan
- 3 tatlı kaşığı toz şeker (Biz z.yağlıları biraz tatlı yediğimiz için çok gelebilir:) Siz dilediğinizce ilave ediniz.)
- 1 tatlı kaşığı tuz
- İnce kıyılmış bir avuç dereotu (içine)
- Üzeri için sızma zeytinyağı ve limon suyu.

Yapılışı:

* Kuru baklalar bir gece önceden yıkanır ve ıslatılır.
* Suda bekletilmiş baklalara, dörde bölünmüş soğan, sarımsak ve rendelenmiş bir küçük havuç ve ilave edilir.
* Üzerini 1-1,5 parmak geçecek kadar su, zeytinyağı ,tuz ve şekeri ilave edilerek  haşlanmaya bırakılır.
* Haşlanan baklalar, el mikseri ile püre haline getirilir. İlk sıcaklığı çıktıktan sonra tahin ve  ince doğranmış dereotu ilave edilerek, servis tabağına alınır.
* Soğuduktan sonra üzerine zeytinyağ ve limon suyu gezdirilir.

AFİYET OLSUN.

Çarşamba, Ocak 15, 2014

Mart Sonu küçük kızımın gelinliğine başlıyorum inşallah:))


Biliyorsunuz; ben terzi değilim ama bir şeyler yaratmayı çok seviyorum.:)) Gelinlik dikme hikayesi böyle başladı. 


Böyle sade, küçük kuyruklu bir gelinlikti:) Bütün havası duvağı idi 15 metre Fransız danteline inci işledim:) Deli pösteki sayar gibi:)))

Bu arada gelinliğin robası da Fransız danteliydi ve o da inci ile işlendi. Gerisi ipek organzeden yapılmıştı. Bu arada petrol rengi elbiseli olanda, evlenecek ve yeni gelinliğin yapılacağı küçük kızım:) Onun elbisesini de ben yaptım eteğine siyah dantel aplike etmiştim. Sırtı beline kadar açık şık bir küçük elbise olmuştu:)



 Topuzunu saran incili tarakta tarafımdan yapıldı. Akşam saatlerinde uzun duvağını çıkarınca, başında sadece incili tarağı kaldı.


Düğününün yapıldığı mekanın bahçesinden bir görüntü...


Siyah beyaz nostalji:)))


Yorgun argın bir günün son aşamasındayız:) Kendi elbisem de bana ait:) En uydurması... kendime:))

Hadi beni yüreklendirin, alnımın akıyla şu işin içinden de çıkayım:)) Küçük ailemi, güzel evlatlarımı,mutlu bir günümüzü sizinle paylaştım. Sevgilerimle:)

Salı, Ocak 14, 2014

Çerkes Tavuğu... Bugün mezeleri üçlüyoruz:)





                    Yine eski defterleri karıştırmaya niyetliyim.:) Baştan niyetimi söylüyorum bakın! Çerkes  tavuğunu, gerçek bir çerkesin elinden yemek başka bir şey. Hayatımın bir dönemine eşlik eden bir hanımefendi... Kibarlıkları, terbiyeleri, oturmaları, kalkmaları, büyüklerine olan saygıları, geleneklerine olan bağlılıkları çok iyi bilinir. Şaheste Hanım da, akça pakça ve tüm bu bilinirliğe harfiyen uyan bir hanımefendi idi. Kendinden çok küçüklerle bile "siz" li konuşur, sesinin tonunu bile ayarlayarak hitap ederdi, konuşması gerekenlere.:) Nur içinde yatsın, bu dünyaya iki kardeş olarak gelmişler, annesini yalnız bırakmamak uğruna hiç evlenmemiş...Kardeşi Ali Beyi'de,  annesini son anda razı ederek geç yaşta bir evlilik yapmasına müsaade etmesini sağlamıştı.:(  Hatıralarından bahsederken; görücü gelmek isteyenlerin fotoğraflarını, annesinin önüne atarak, " işte; evlenmek istiyorsan, kısmetin bu git evlen" dediğini...Annesinin gönülsüzlüğünü farkederek,asla evlenmek üzere kimseyi kabul edemediğini anlatırdı sık sık.:(  İşte bu güzel hanımefendi, mutfak sanatları konusunda çok marifetliydi, çünkü anacığından başka onu meşgul edecek hiç bir meşgalesinin olması mümkün değildi. Çok güzel yemek ve oya yapardı. Ondan öğrendim bu güzel mezeyi... Yanında, çerkez pastası ile yenirdi onların evinde... Çerkez pastası dediğime bakmayın, gerçekten tatlı,kremalı, meyvalı falan birşey değil. Mısır unuyla yapılan çok güzel bir yiyecek onu da bir başka yazıda anlatacağım.:)) Nur içinde yat Şaheste Hanım, güzel yüzünü, nazikçe elimi tutarak, çok ufak şeyler için bile fısıldayarak ettiğin teşekkürleri asla unutamam:)

Önemli Not:  Şaheste Teyzem, cevizin yağını çıkararak,( ocağa geniş bir tepsiye çekilmiş cevizleri koyulur, kısık ateşte biraz ısıtılır, sonrasında bir tülbentin içine alarak sıkılır ve ceviz yağı böyle elde edilir) kırmızı biberle yakar ve üzerine gezdirirdi:)) Ve gerçek yapılışı böyledir. Ben de ilk başlarda böyle yapıyordum ama artık bildiğiniz fındık yağını,kırmızı biberle yakıp gezdiriyorum.:))

ÇERKES TAVUĞU

Gerekli Malzemeler:

- 750 gr parça tavuk (göğüs, but karışık)
- 2 adet soğan (Tavuk suyu için)
- 1 Su bardağı çekilmiş ceviz
- 2-3 Dilim bayat ekmek içi
- 3-4 diş sarımsak
- 2 su bardağı tavuk suyu
- Kırmızı biber
- Tuz (Ceviz katılan mezelerde tuz oranına çok dikkat edilmelidir. Fazla tuzu asla kaldırmaz.)

Yapılışı:

* Tavuklar, bütün soğanlar,tuz ve üzerlerini örtecek kadar su ilavesi ile haşlanır.
* Haşlanan tavuklar, küçük küçük bir tabağa didiklenir. Suyu kullanılmak üzere bekletilir.
* Cevizler ve bayat ekmek içleri robotta ince olarak çekilir.
* Çekilmiş ceviz ve ekmek içlerine, dövülmüş sarımsak ve kırmızı toz biber de ilave edilir.
* Bir kenarda beklettiğimiz, tavuk suyu azar azar kuru karışıma eklenir.
* Boza kıvamını alınca, karışımın yarısı didiklenmiş tavukların üzerine alınır ve iyice karıştırılır.
* Karışım servis yapılacak tabağa aktarılır ve kalan cevizli karışım üzerine dökülür.
* Son olarak pul biber ve 3-4 yemek kaşığı fındık yağı kızdırılarak üzerine gezdirilir.

AFİYET OLSUN:)) Çerkes Pastası da olsaydı  yanında müthiş olacaktı... :))))

Pazartesi, Ocak 13, 2014

Kandiliniz Mübarek Olsun... Geç oldu affedin...




                     Kandiliniz mübarek olsun. Bir gün gecikme ile kutluyorum kusura bakmayın. Cuma akşamından beri, arkadaşlarımın yazılarını okuyamadım, yazı yazamadım, kimseye laf atamadım.:)) Çok şükür olumsuz bir durum yok. Sadece zaman yetersizliği...Affınıza sığınıyorum. Ama iki arada helvamı yaptım mı?  Yaptımmmm:))

Perşembe, Ocak 09, 2014

Humus... Yine; mezeleri krallarından biri... :))




                İçkili sofraların vazgeçilmezlerinden biri daha. Severim kendilerini.:) Tahin, nohut , limon ve sarımsağın lezzetli uyumu olarak da özetleyebiliriz. Bu da benim yorumlarımdan biri... Eskiden, nohutu al, akşamdan suya koy, ertesi gün haşla...kabuklarını soy....:)))  İşi çoktu...Şimdi, ayıplamıyorsanız, teknolojinin nimetlerinden faydalanıyorum.:) Haşlanmış nohutla yapıyorum. Ama emin olun ne aşure yaparken, ne de humus yaparken asla kabuklarını soymadan kullanmam nohutu.  Bazen nohut yemeği yapacak olursam, fazlaca haşlayıp, derin dondurucuda humusluk ayırırım:)) Sevdalısı olanların, damaklarına bir parmak bal çalayım diye. Bildiğiniz gibi bu humus, yine yılbaşı soframızın tadlarından biriydi. Bilmeyen arkadaşlarıma kendi yorumumla humus tarifim şöyle;

HUMUS

Gerekli Malzemeler:

- 1 Büyük kutu Haşlanmış Nohut ( 1 su bardağı kuru nohutta haşlanabilir)
- 3/4 Su bardağı Tahin
- 3 Adet limon suyu (1 çay bardağı)
- 4 Diş sarımsak
- 1 Tatlı kaşığı Kimyon (Silme)
- 1+1/2 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay bardağı Çam fıstığı
- 1/3 Çay bardağı zeytin yağı
- 1 Tatlı kaşığı Pul biber

Yapılışı:

* Hazır ya da evden haşlanmış nohutların kabukları çıkarılır.
* Nohutlar, biraz sıvı yağ ve çok az ılık su yardımıyla püre haline getirilir.
* Tahin ilave edilerek karıştırılır.
* Koyu bir haldeki nohut karışımına, limon suyu ve dövülmüş sarımsak ilave edilir. (Nohut karışımının rengi, limon suyu ilavesi ile açılacaktır.)
* Tuzu ve kimyonu ilave edilerek, servis yapılacak tabağa aktarılır.
* Bir cezvede biberle yakılan yağın içine çam fıstıkları atılır,yağda biraz çevrilerek, humusun üzerine gezdirilir.

AFİYET OLSUN:))

Salı, Ocak 07, 2014

Muhammara...Yeni Yıl soframız...:))

YILBAŞI SOFRAMIZI HAZIRLIYORUZ... Sofra örtümüz, anneciğimin lohusa yatağının, beyaz işle çalışılmış el emeği  kenar etekleridir. Kızlarıma, sofra örtüsü olacak biçimde paylaştırdım. Anneannelerinin hatırası, özel sofralarımızda hayat buluyor...



YEMEKLERİMİZİ YERLEŞTİRMENİN ZAMANI GELDİ GALİBA...


NELER Mİ YAPTIK? İMECE USULU BİR ÇALIŞMA YAPTIK:))))

MUHAMMARA...



ÇERKEZ TAVUĞU...



HUMUS...


PATLICAN SALATASI...



FAVA...



FASULYE PİYAZI...



      Bu da bizim yeni yıl soframızdı.:) Dilerim Tanrı daha uzun yıllar bu sofralardan kurabilmeyi ve ağız tadıyla hep birlikte yemeyi nasip eder.:)  Elimizin, bilgimizin,gücümüzün yettiğince karınca kararınca hazırlandık. Kardeşlerim; Jalem, zeytinyağlı yaprak dolması , içli köfte ve kızartma tabağıyla, Serpilciğim de ravaklı kızartma ve özel böreği ile soframıza destek verdi.:)) Çoğu; hepiniz tarafından yapımı bilinen mezeler, sırayla Nilgünce yorumları ile tariflerini vereceğim.:) Mutfağa yeni giren kardeşlerimize ve kızlarıma arşiv oluşması açısından:)) Bu arada kızlarımın hakkını yememem lazım. Daha önce de anlatmıştım, yoğun çalıştığım yıllarda, özel derslerimden çıkıp, eve varış saatlerimin geç olması nedeniyle, yemek yapmayı üstlendiklerinden, çoğu yemeği gözleri kapalı yapabilirler.:)) Ama, artık evdeyim diye ben yapmaya çalışıyorum. Muhammara güzel mezelerden biri, acısı ve cevizi yerinde olunca ve ben de mide ilacımı almış olursam:))) Benden kaçamaz.:) Arap Salatasına görüntüde çok benzer. Arap salatasını  da bir gün anlatmaya çalışırım. Ayrı bir yazıda...

MUHAMMARA

Gerekli malzemeler:

- 3 Adet közlenmiş kapya biberi
- 2 yemek kaşığı biber salçası
- 4 diş sarımsak
- 1 su bardağı Ceviz içi (İnce çekilmiş)
- 3 dilim ekmek içi (bayat ekmeğiniz yoksa galeta unu koyabilirsiniz)
- 1/2 çay bardağı zeytinyağ
- 1 tatlı kaşığı kimyon
- 2 tatlı kaşığı pul biber
- 3-4 yemek kaşığı nar ekşisi
- 1 tatlı kaşığı tuz (Tuz miktarı isteğinize bağlı)

Yapılışı:

* Ekmek içi ve ceviz içi robatta incecik çekilir.
* Kapya biberi de robotta çekilir. (Esasında baş biber denilen çok acı bir kırmızı biberle yapılıyor:) Ancak onu yiyebilmek herkesin harcı değil:)))
* Çekilen kapya biberlere, çekilmiş ceviz ve ekmek içleri ilave edilir.
* Sırasıyla, biber salçası, baharatlar, dövülmüş sarımsak, nar ekşisi ve zeytinyağ ilave edilerek, homojen bir karışım olana kadar karıştırılır.

Muhammaramız hazır. AFİYET OLSUN:)

Cuma, Ocak 03, 2014

Naneli Elma Tatlısı...Ayıptır söylemesi:)) Bugün benim bloğumda 2.yaşına basıyor.:)))






                     Geçen yıl bu zamanlardı, gençlere "yahu! fenomensiniz anladım ama bana bir faydanız yok" diye söylenmiştim ulu orta:)) Derken küçük damat, "Ayıp ettiniz ama, siz istediniz de biz yapmadık mı?" demez mi.:)) Gülsem mi, ağlasam mı bilemedim... Şuraya bir blog açıverin diye en az 100 kere (yazıyla yüzkere):))) söylemişimdir ama kabahati allayıp, pullayıp satacaklar ya:)) bana mal edilmeye çalışılıyor anladım... Ve, o gece bilgisayarın başına oturup, sizlere uzanacağım bu pencereyi açtılar bana:)) Diyeceksiniz ki; "ne var bunda oturup kendi kendine yapaydın" onda da haklısınız. Ancak 95 yılından beri bilgisayar kullanmama rağmen, blog açmaktan falan anlamıyorum.:)) Bu da benim eksiğim oluversin diyelim.
                     Esasında kaybettiğim zamana bugün çok üzülüyorum. Neden mi? "Göz görmeyince, gönül katlanır" der eskiler bilirsiniz. Ben de blog açınca neler olabileceğinden habersiz olduğum için, çocukların bugün...yarın oyalamalarına ses çıkarmıyordum.:)) Ama öyle güzel dostlarım oldu ki, hem yurt içi hem yurt dışında, onlardan haber alacağım, olmadı iki laf atacağım, birine takılacağım derken...Artık gözün gördüğünü, gönülde arıyor cancağızlarım.:))
                     Bugün tam bir koca yılı geride bıraktım sizlerle hasbihale başlayalı, umarım ve dilerim daha bir çok yılı dostça paylaşır, bazen birbirimizi yüreklendirirken, bazen de  dertlerimize ortak olup, sızılarımızı azaltmaya devam ederiz. Ben kendi adıma çok mutluyum sizleri tanımaktan ve evimi, soframı, kalbimi sizlere açmaktan. Umarım sizler de beni aranıza almaktan hoşnutsunuzdur.:)) Sevgiyle sarılıyorum hepinize...
                     Bu güzel ve hafif tatlı, yılbaşı soframın tatlısıydı... Güzel kardeşlerimi, evlatlarımın ikinci anneleri ve biricik babalarını ağırladığımız soframızın tatlısı yani:))) İkinci görevi de, bloğumun yaş günü tatlısı olsun bari...

Gerekli malzemeler:

- 6 adet sert elma
- 1 Su bardağı naneli monin
- 1 Tatlı kaşığı nane aroması
- 1 Su bardağı su
- 12 yemek kaşığı toz şeker
- 1/ 2 limon
   Üzeri için çiğ krema, kiraz şekerlemesi  ve bitter çikolata

Yapılışı:

* Elmalar ayıklanır ve çekirdekli bölümleri çıkarılarak ortadan ikiye bölünür.
* Kararmaması için her parça limon ile ovularak, sığ bir tencereye dizilir.
* Her yarım parça elmanın üzerine 1 yemek kaşığı  toz şeker ilave edilir.
* Naneli monin, su ve nane aroması karıştırılarak elmaların üzerine dökülür.
* Hafif ateşte, elmaları zedelemeden döndürerek pişirilir. 
* Oda sıcaklığına gelen elmaların üzerine, çırpılmış çiğ krema ve benmaride eritilmiş çikolata gezdirilir.

Not: Naneli monin yerine, nane likörü de kullanabilirsiniz. Tercih size ait. 

Uzun ve ağdalı yemeklerden sonra hafifliği ile durumu kurtaran bir tatlı. AFİYET OLSUN:)