Salı, Nisan 30, 2013

Balkanik Pasta Tarifi



                          Balkanik Pastayı oğlumun evine döndüğü gün yapmıştım. El oyalayan bir pasta... Tarifini de pazartesi günü yayınlarım diye düşünüyordum. Bugün, günlerden çarşamba ve ben ancak bilgisayarın başına oturabiliyorum.:)    Niye mi bu gecikme? :))) Şu ev işleri adeta domino taşı gibi...Birini yerinden oynatırsanız... Arkası geliyor. Ne zamandır mutfak tezgahının üzerini aralamak ve kendime daha fazla çalışma alanı oluşturmak için, istiareye yatıp duruyordum.:))) İşte gün bugünmüş... Aralayacağım aralamasına da, kaldırdıklarım nereye koyulacak?   İşte böyle başladı bu macera ve ben son iki günümü mutfak, yatak odası ve salon arasında mekik dokurken buluverdim:) Sonuç mu??? :))) Olabilecek en iyi düzene girdik galiba:) Tezgah  artık boş... :) Büfe biraz daha efektif kullanılır hale geldi:) Küçük balkona fırınlar karşı karşıya dizildi:))) Aralarından ben geçebiliyorum sorun yok:))) İsterseniz tarife geçeyim. Şimdi yazarken aklıma başka bir düzen gelirse, kalkıp yapmaya başlayabilirim:))) Ben bir koç kadınıyım... Aklıma gelen yapılmalı... Ne canıma... Ne vaktime acırım..:)))))

Gerekli malzemeler:

Rulo kek:

- 4 Yumurta
- 1 Su bardağı toz şeker
- 1 Su bardağı Un
- 1 Çay bardağı Mısır nişastası
- 1/2 Çay bardağı sıcak su
- 1 Paket vanilya (Gerçek vanilya parçacıklı Dr. Oetker)
- 1 Çay kaşığı Coconat Aroması
- 1 Tatlı kaşığı Pastry Additive Emulgatör Fo (Pasta katkı malzemesi)Rulo keklerde çok başarılı...

Yapılışı:
* Yumurtaların ak ve sarıları ayrılır.
* Aklar birazcık tuz ilavesi ile kar haline getirilir ve şekerin yarısı ilave edilerek parlak bir hal alıncaya kadar çırpılır. (Ters çevrilince dökülmemesi testi uygulanır.:))
* Sarılar kalan şekerle çırpılır. Rengi açıldığında, elenmiş un, nişasta, vanilya, sıcak su ,Coconat aroması ve katkı malzemesi eklenerek çırpmaya devam edilir.
* Kar halindeki karışım bir spatula yardımıyla azar azar sarıların olduğu karışıma dikkatli bir şekilde, aklar söndürülmeden eklenir. (Bu işlem kap döndürülerek ve aşağıdan yukarıya doğru spatulayı kullanarak, fazla karıştırılmadan yapılmalıdır)
* Homojen bir karışım olduğunda, fırın tepsisine yağlı kağıt serilerek, bir parmak kalınlığında dökülmelidir.
* 160 derece önceden ısıtılmış fırında, pişirilmelidir.

Şu hamuru Gerekli malzemeler:

- 3 Yumurta
- 1 Su bardağı su
- 150 gr Un
- 1,5 yemek kaşığı tereyağ

Yapılışı:


* Su ve yağ kaynatılır. Kaynayan karışıma un yavaşça ilave edilerek hızla karıştırılır ve un toparlanınca altı kapatılarak, ılınması için bekletilir.
* Ilınan hamura, yumurtalar birer birer ilave edilerek, yumuşak ve bulaşan bir hamur elde edilir. Hamur sıkma torbasına alınarak ya da iki kaşık yardımıyla, yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklarla,(1 tatlı kaşığı büyüklüğünde) sıkılır.
* Hamurlar 180 derece sıcak fırında üstleri kızarana kadar pişirilir. (Yaklaşık 20-25 dakika)(Pişirilme sırasında kapak açılmamalıdır.)
* Hamurlar piştikten sonra, sıcak fırının içinde 5 dakika daha bekletilmelidir. (Sönmemesi için)

Dolgu Kreması için gerekli malzemeler:

- 3 Su bardağı Süt
- 5 Yemek kaşığı Un
- 6 yemek kaşığı toz şeker
- 3 Yumurta Sarısı
- 1 Paket Vanilya
- 3 yemek kaşığı Tereyağ

Yapılışı:
* Tüm malzemeler muhallebi gibi pişirilmeli ve ılınana kadar çırpılarak soğutulmalıdır.

Dolgu kremasından 4 er yemek kaşığı alınarak, 3 ayrı kaseye bölünür.
1. kaseye 2 yemek kaşığı antep fıstığı tozu koyulur ve karıştırılır.
2. kaseye 1 muz ezilerek karıştırılır.
3. kaseye 150 gr kadar çilek püre haline getirilerek karıştırılır.
4. Kalan dolgu kremasının içine 80 gr lık bir paket sütlü çikolata benmaride eritilerek karıştırılır.

Pastanın birleştirilmesi:

1. Pişirilen rulo kek, sıcakken yağlı kağıtla sarılmalı ve soğutulmalıdır.
2. Baton kek kalıbınızın içine yağlı kağıt koyularak, rulo kek içine yerleştirilir.
3. Rulo kekin tabanına, çikolata ilave edilen dolgu kremasından sürülür.
4. Profiterol toplarının içi; fıstıklı, muzlu ve çilekli kremalarla doldurulur ve rulo kekin içine dizilir.
5. Kalan çikolatalı krema üstlerine dökülür ve rulo kek buzdolabına donması için kaldırılır.
6. Buzdolabında soğutulan kek, uzun bir tabağa alınır. Üzerine bir paket çikolatalı kremşanti çırpılır ve sürülür. Çikolata parçacıkları ile süslenir.

AFİYET OLSUN:))) Biraz el oyalıyor ama yapan lezzeti konusunda "Değermiş..." diyecek:))

Cumartesi, Nisan 27, 2013

Balkanik Pasta


Balkanik Pastamız yenilmek üzere hazır...



Rulo keki hazırlanıp, içine şu hamurundan yapılan meyveli profiteroller koyuldu...


Dilimden bir kesit...





                             Pastanın orjinaline ailece hayranız:) Ancak bulabilmek bir mucize... Önceden sipariş vereceksiniz. Saatinde gidip teslim alacaksınız.:) Yoksa bir başka "Balkanik sever" tarafından paketlenip götürülmesi an meselesi.:)))  Neyse ki, ben bunu imal edebiliyorum kendi mutfak şartlarımda:) Meyve çeşitlemeleri yapılarak, zenginleştirilmesi de mümkün. Artık sorun kalmadı kısaca...:)
                             Tarifi Pazartesi günü İnşallah.:))

                             İlhan kardeşim alttaki iki resim de balkonumdan:)))))


                                    Japonikam bayraklara bakıp bakıp açtı...:))))




                                     Ceylangözümde; Japonika ile dalga geçiyor.:)))))

                                      Sevgiyle kalın. Güzel bir hafta sonu dileklerimle...

Cuma, Nisan 26, 2013

Zeytinyağlı Yaprak Sarması



                        Benim için "üzerine yemek tanımam" dediklerimden bir tanesidir yaprak sarması... El oyalar, sarılması biraz zaman alır, yapılmışı da ortaya çıkar çıkmaz biter ama güzel yemektir vesselam:) Hani bazı yemekler vardır, bahsi geçse orada bulunanlar hep bir ağızdan " olsa da yesek" der. İşte budur...:) Geçen gün pırasa mücverini yazarken bahsetmiştim, aynı mücver gibi, ekmek arasında okul yolunda, ya da öğlen saatlerinde çok eşlik etmiştir bana.:)) Ellerine sağlık anacığım, bu özel yemekleri yaptın, yaparken farkında olmadan öğrettin ve şimdi sıra bizde... Bayram sofralarından tutunda, kutlama yapacağınız her sofrada baş köşede yeri hazırdır.:) Bu dolmalar; küçük damadım Afyon'da kısa dönem askerliğini yaparken, T.C.D.D'nin trenlerinde az seyahat etmedi.:) Gece biniyordu.:))) Sabah Afyon'a iniyordu.:) Bugün de büyük damat bekleniyor. Hayırlısı ile evine varmasını bekliyoruz. Bu akşamki kutlama soframıza da eşlik edecek inşallah:) Oğlum ne söz verdiysem hazır. Sadece seni bekliyoruz.

Gerekli Malzemeler:

- 600 gr yaprak
- 3 Su bardağı Pirinç
- 1/2 Çay bardağı Kuş üzümü
- 1/2 Çay bardağı Dolmalık Fıstık
- 2 Paket doğranmış soğan (Yine tembeldim.:)) ( 450 gr lık Superfresh doğranmış soğan)
- 3 Tatlı kaşığı Dolma baharı
- 2 Tatlı kaşığı tuz
- 4 +1/2 Su bardağı Su
- 5 Tatlı kaşığı toz şeker
- 3/4 Su bardağı sıvı yağ
- 1/2 Su bardağı Sızma Zeytin yağ


Yapılışı:

* Soğanlar sıvı  yağda pembeleştirilir.
* Yıkanan kuş üzümleri ve fıstıklar soğanlara ilave edilir ve kavrulur.
* Pirinç beyaz suyu çıkana kadar yıkanır ve kavrulan soğanlara eklenerek biraz daha kavrulur.
* Pirinçler şeffaflaşınca, tuzu verilir ve ölçüsü kadar suyun yarısı, dolma baharı ve şekeri ilave edilir.
* Yarım ölçü suyunu çekince altı kapatılır ve ılınması için kenara alınır.
* Yapraklar bol suyla yıkanır ve kaynar suda 5 dakika kadar haşlanır.
* Serinleyen içle sarılan yapraklar, altına yaprak sapları ve bir kaçta yaprak serilmiş tencereye dizilir.
* Sarılan dolmaların üzerine açılmasını engellemek için ağırlık konulur ve kalan yarım ölçü sıcak suyu ve sızma yağı eklenerek pişmeye bırakılır.

AFİYET OLSUN:)



Çarşamba, Nisan 24, 2013

Karnıyarık




                       Pazartesi gününden beri yine daralıyoruz.:) Niye mi? Çünkü; evimizin babası, güzel oğlum görevli olarak bir haftalığına İzmir'de... Hafta sonu evine hayırlısı ile dönecek inşallah. Tabii ki biz bunun bilincindeyiz ama gelgelelim küçük badem şekerine anlatabilmek mümkün değil.:(  Huzursuzluğundan, bütün gece anacığını ayakta dikip, "elimi tut", anneciğim burada mısın?", "sarıl bana" diye söylenip duruyor yumurcak. Artık; duruma biz alıştık, babamız görevli gidince,  kuzumuz bu şablona giriyor... Allahtan süre kısa da, fazla gerilmeden durumu toparlayabiliyoruz.
                        Akşam saatlerini hacı bekler gibi bekliyoruz... Annemiz işten dönecek, kapıdan içeri adımı atacak ve Cemre Kız şu talimatı verecek.:) " Sıkapiyi aç... babayla konuşacam.:))) Sağ olsun teknoloji... 2 yaşındaki çocuklarımızın bile kanına girdin ya...:))) Sikapi açılıyor... Babaya talimatlar veriliyor... Sipariş listesi geçiliyor... Sipariş derken:))) "Mama getir" diyor fıkaracık...:))) Çünkü babasının mama almaya gittiğini söylüyoruz küçük kuzuya.
                        Neyse oğlumcum; bugün itibariyle haftayı yarıladık.:) Darısı diğer yarının başına. Zor görevinde başarılar ve hayırlı dönüşler diliyorum senin için.:) Geldiğinde kutlama sofrası hazır olacak:)) Söz verdiğim pasta ve  göz bebeğin sarmalar:) baş köşede bekleyecek:))))

Gerekli malzemeler:

- 300 gr Kıyma
- 2 büyük soğan
- 1/2 çay bardağı sıvı yağ
- 5 Adet domates
- Maydanoz (birkaç dal ve isteğe bağlı)
- 5 Adet Bostan patlıcanı
- Domates ve sivri biber (Üzeri için)
- Tuz Karabiber

Yapılışı:

* Patlıcanlar alacalı soyularak, ortadan ikiye bölünür ve kızgın fırın içinde yumuşayıncaya kadar közlenir.
* Soğanlar küçük küpler halinde doğranır ve sıvı yağda pembeleşene kadar kavrulur.
* Kıyma ilave edilerek, kavurmaya devam edilir.
* Domateslerin kabukları soyularak küçük küpler halinde kesilip, kavrulan kıymaya ilave edilir. Suyunu salıp çektikten sonra tuzu, biberi ve ince kıyılmış maydanozları ilave edilir.
* İç malzeme, közlenmiş patlıcanların içine doldurulur, üzerine halka şeklinde doğranmış domatesler ve sivri biberler koyularak , biraz su ve yağ ilavesiyle  pişirilir.


AFİYET OLSUN:)

Salı, Nisan 23, 2013

Patlıcanlı Pilav




                    Hem patlıcan... Hem Pilav... Her ikisi de vazgeçemeyeceğim lezzetler. Neden karnıyarık yaparken, yanına bir de domatesli pilav yaparız? İşte sebebi...:)))) Benim gibi düşünenler ve bu iki lezzeti çok sevenler çoğunlukta demektir.:)) Patlıcanı; salatasından, oturtmasına, Pilava gelince ... Domateslisinden, sadesine, şehriyelisinden aklınıza gelecek her türlüsüne kadar çok severim. Bir önemli husus var! Biraz kibarlık olacak ama pilav ve makarnayı ilk yapıldığı gün yemeliyim:) Ertesi güne kalanı , ne yalan söyleyeyim  ilk günkü iştahla yemiyorum.:) Annem de hep kızardı ve söylenirdi bana..." Sadrazam torunu musun?" diye.:)
Valla! ben sadrazam torunu falan değilim ama bu yemek padişahlardan, sadrazamlara tüm sofralarda haklı yerini bulmuş bir lezzet.:) Eğer damak tadıysa bu ünvanı verdirecek, o zaman kabul ediyorum sadrazamlarla aynı damak tadına sahipmişim.:)  Bu işin şaka tarafıydı...:) Bu yemek dün yapılacaktı ama gezmekten yemek yapmaya fırsat bulamadım. Oğlumu yine iş seyahatine yolladık bu sabah.:(  Patlıcanlı pilav da onun en sevdiği yemeklerden biridir. " Oğlumcuğum sen döndüğünde taze bir koca tabak seni bekliyor olacak" :) Yapmasaydım... Bu niyetle aldığım güzelim patlıcanlar, çöp olacaktı. "Affet". :))) Bu arada kızın, senin yerine mideye gönderiyor haberin ola! :)

Gerekli Malzemeler:

- 2 Adet Patlıcan
- 2 Su bardağı taze domates suyu
- 3 Su bardağı Pirinç
- 2 +1/2  Su bardağı kaynar su
- 2 Büyük soğan
- 2 Tatlı kaşığı yeni bahar
- 1+1/2 tatlı kaşığı tuz
- 1 Tatlı kaşığı toz şeker
- 3/4 çay bardağı sıvı yağ (yarım bitkisel sıvı+yarım sızma zeytinyağ olarak kullanıyorum)
- 1/2 demet ince kıyılmış dereotu

Yapılışı:

* Patlıcanlar küp küp kesilir , sıvı yağda kızartılarak bir kenara alınır.
* Soğanlar küçük küpler halinde kesilip, sıvı yağda kavrulur.
* Domates suyunun bir bardağı ilave edilerek, kavrulmaya devam edilir.
* Yıkanmış ve nişastasından arındırılmış pirinç, içine ilave edilerek kavurmaya devam edilir.
* Kaynar suyu, kalan domates suyu,  tuzu , baharatları, şekeri ve kızartılmış patlıcanları ilave edilir.
* Altı kısılarak suyu çektirilir ve kapatıp demlenmeye bırakılır.
* Ilındığı zaman açıp, (patlıcanları zedelemeden) ince kıyılmış dereotu ilave edilir.

AFİYET OLSUN:)

Pazartesi, Nisan 22, 2013

23 Nisan Bayramımız...


                                                                                                                                                                 "Bayramımız" diyorum çünkü kendimi bildim bileli, kutluyorum... Ve kendimi genç hissediyorum.:)))


Balkonumuz her 23 Nisan'da hazır olduğu gibi bu bayramda da hazır...


Atamızın resimleri ve ay-yıldızlı bayraklarımızla donattık...


Ceylan gözlerim, 23 Nisan için açtılar...


Japon Açelyam "ben de hazırım " diyor...:)


Küpelerim kusur kalmadı Ay-Yıldızlı albayrağıma uygun kırmızı beyaz çiçekleri ile poz verdi...:)



Kelebekler, böcekler, çiçekler... Hepimiz hazırız kutlamaya, bu güzel bayramı...:)

Sevgiler tüm çocuklara...
Bu dünyayı yaşanmaya değer kılan gülen yüzlere...

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.:)

Yıllarca törenlerde boy gösterdim. Kimi zaman köylü kızı olarak, kimi zaman folklor kıyafetlerimle, kiminde şiir okuyarak, kiminde bayrak taşıyarak... Sonra kızlarımı aynı biçimde büyüttüm. Onlarda benim geçtiğim yollardan geçtiler. Şimdi sıra küçük badem şekerimde.:) Tam 8,5 aylıktı ilk 10 Kasım'da kucağımda saygı duruşunda durdu. 13 aylıkken ilk 23 Nisan Bayramını kutladı.:) Ve... Şimdi 2 yaş 1 ay 1 haftalık ve 2. bayramı kutluyor.:) Çok uzun seneler kutlasın inşallah. Ulu önderimizin yılmaz bekçilerinden biri de o olacak.:)
Nice mutlu bayramlara küçük kuzular. Umarım; genç bir kız olarak,19 Mayıs'ları kutladığın günlerini de görürüm.

Cumartesi, Nisan 20, 2013

Kıymalı Börek




                    Bizim haneyi kurtaran böreklerden birisi daha...:) Kıymalısı,peynirlisi, patateslisi,pırasalısı her ne koyarsanız koyun içine gayet güzel ve doyurucu oluyor. İsteyen yanına ayranını alsın, isteyen meyve suyunu,kolasını. Orasına ben karar vermiyorum.:) Tabii bu böreği yerken, yanında light bir içecek kullanılırsa biraz abesle iştigal oluyor ama o da bir tercih. :) "Kendini kandırmak" diyelim daha doğru olsun.:) Bu güzel böreğe, ne isim yakıştırmalıyım bilemedim. İçinin ana malzemesi kıyma, dışı da yufka olunca, kısa yoldan
" Kıymalı Börek" oldu çıktı.:) Ama hafif su böreği lezzeti de var... Biraz da Sarıyer Böreğine de benziyor. Ortaya bir karışık anlayacağınız. Küçük serçeye kıymalı lezzetini, bu börekle sevdirdim diyebilirim. Hep söylerim;  Türk Milleti olarak hamur işlerine olan düşkünlüğümüz, nesilden nesile devininerek, hepimizin geninde birazcık olsun yer almış.:) Her gün oturup, bir tepsi yemediğimize göre sorun olmaz diyorum ve tarife geçiyorum.:)


Gerekli malzemeler:

- 4 Yufka
- 400 gr kıyma
- 3 Büyük soğan (Soğan bu böreğin olmazsa olmazı, miktarını azaltmayın çünkü lezzeti burada gizli.:)
- 1 Çay bardağı sıvı yağ
- 1/2 Çay bardağı kuş üzümü
- Tuz ve Karabiber (1'er tatlı kaşığı kullanıyorum)
- 1/2 Tatlı kaşığı toz şeker

Sosu için gerekli malzemeler:
- 1 Su bardağı süt
- 1 Çay bardağı sıvı yağ + 1/2 çay bardağı Sızma zeytin yağ
- 3 yumurta
- 1 Çay bardağı su

Yapılışı:

* Soğanlar küçük küpler halinde kesilmeli ve sıvı yağda pembeleştirilmelidir.
* Kavrulmuş soğanlara, kıyma ilave edilerek, kavurmaya devam edilmelidir.
* Sapları ayıklanan ve suda bekletilen kuş üzümleri ilave edilerek, biraz daha kavurulmalıdır.
* Tuz, karabiber ve şeker ilave edilerek, ılınması için bir kenara alınmalıdır.
* Yufkalar artı şeklinde kesilerek, 4 eşit parçaya ayrılmalıdır.
* Her bir parçanın üzerine kıymalı içten serpiştirilerek, rulo yapılmalı ve kendi etrafında döndürülerek tepsiye dizilmelidir. Tüm yufkalar bitinceye kadar aynı işlem tekrarlanmalıdır.
* Sos için gerekli malzemeler, derince bir kap içerisinde karıştırılarak, hazırlanmış böreklerin üzerine dökülmelidir.
* Sosu çekmesi için 3-4 saat buzdolabında bekletip, 180 derece sıcak fırında kızarana kadar pişirilmelidir.

Not: Sosunu çektikten sonra hemen yenmeyecekse, buzlukta bir hafta,10 gün kadar kalabilir. Ben boş vaktimde yapıp, sorunlu günler için buzlukta bekletiyorum.:)

Salı, Nisan 16, 2013

Peynirli Poğaça





                           Yalancı baharımıza, çok çabuk inandık galiba... Oyununu oynayan da, Nisan Ayı oldu. Benim bildiğim; eskilerin deyimiyle "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" dı galiba...:) Eh! Artık Mart betimlemesini, Nisanla değişirsek daha bir uygun olacak... Neredeyse evimizin kaloriferleri, akşamlar da dahil olmak üzere 15 gündür yanmıyordu. Son iki gündür gece yatana kadar yakıyoruz.:) Ne yapalım, kış görmeden, yaza çıkmak zor.:)   İllaki bitecek bu gri günler:)    Hava gri, bizim serçe uykuda...Ve ben sıkılıyorum... Kalkınca simit diye tutturacak.:) Sabahtan girizgahını yaptı çünkü:)    Ben de; ona, üzerindeki susamlarla kandıracak bir ikindilik hazırladım. Eh güzel de oldu hani...:) Yanına da bir bardak çay... Ruh halim bu havayı, ancak böyle kaldırabilir.:) Hepinize güneşli günler dileklerimle...

Malzemeler:

- 1 Yumurta (Akı içine sarısı üzerine sürülecek)
- 1/2 Su bardağı Süt
- 125 gr margarin (Oda ısısında)
- 1/2 Su bardağı Yoğurt
- 1/2 Su bardağı Sıvı yağ
- 2 yemek kaşığı sirke
- 1 paket kabartma tozu (mahlepli-susam aromalı Dr.Oetker)
- 1 Tatlı kaşığı tuz
-  3 1/2 Su bardağı un

İç malzemesi:
- 150 gr peynir ve maydanoz

Yapılışı:

* Tüm sıvı malzemeler, bir kap içinde karıştırılır ve homojen bir karışım elde edilir.
* Oda ısısındaki margarin, sıvı karışıma eklenir ve parmak uçlarınızla ufalanır.
* Un ve kabartma tozu elenerek, sıvı karışıma ilave edilir ve yumuşak bir hamur elde edilir.
* Hamur 15-20 dakika dinlendirilir ve iri ceviz büyüklüğünde parçalar koparılarak, istediğiniz bir iç malzeme ile doldurulur.
* Üzerine yumurta sarısı ve zeytinyağ karışımı sürülüp, susam serpilerek, 175 derece sıcak fırında kızarana kadar pişirilir.


AFİYET OLSUN.:)

Pazartesi, Nisan 15, 2013

Karamelli Profiterol


                         Epeyce ara verdim tatlılara.:) Hak verirsiniz ki... Evdekilerin de tatlı krizi tuttu. Başta küçük serçenin.:))   "Tatli yok mu?" diye dolanıp duruyor etrafımda. Sadece küçük serçe mi dolanıp duran? Ne yazık ki " hayır":)) Spor salonunun yollarını, yarın itibariyle arşınlamaya başlayacak ikinci grupta " uzun bir süre için, son bir tatlı" talebinde bulunmaya başladı. Eh! benim de hazır tarafıma geldi galiba.:) Özlemişim herhalde:)) Buradan da anlaşılacağı üzere bundan sonra yapacağım ve burada yayınlayacağım tatlılar, evimizin yüz ölçümleri dahilinde tüketilmeyecek.:(  Eş, dost, akraba ziyaretlerine götürülür ya da ne bileyim işte:))) Ama söz veriyorum:)) Ben de yemeyeceğim....;p

Hamuru için gerekli malzemeler:

- 3 Yumurta
- 1 Su bardağı su
- 150 gr Un
- 1,5 yemek kaşığı tereyağ

İç dolgu Malzemeleri:

- 2 Su bardağı Süt
- 3 yemek kaşığı Un
- 2 Yumurta sarısı
- 2 Yemek kaşığı tereyağ
- 5 Yemek kaşığı toz şeker
- 1 Çay kaşığı Coconut Aroması

Karamel sos için gerekli malzemeler:

- 1 Su bardağı toz şeker
- 3 yemek kaşığı tereyağ
- 1/2 Su bardağı Çiğ krema

Yapılışı:

* Su ve yağ kaynatılır. Kaynayan karışıma un yavaşça ilave edilerek hızla karıştırılır ve un toparlanınca altı kapatılarak, ılınması için bekletilir.
* Ilınan hamura, yumurtalar birer birer ilave edilerek, yumuşak ve bulaşan bir hamur elde edilir. Hamur sıkma torbasına alınarak ya da iki kaşık yardımıyla, yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklarla,(1 tatlı kaşığı büyüklüğünde) sıkılır.
* Hamurlar 180 derece sıcak fırında üstleri kızarana kadar pişirilir. (Yaklaşık 20-25 dakika)(Pişirilme sırasında kapak açılmamalıdır.)
* Hamurlar piştikten sonra, sıcak fırının içinde 5 dakika daha bekletilmelidir. (Sönmemesi için)

* İç dolgu malzemesi için,  aroma hariç tüm malzemeler tencereye alınarak muhallebi gibi pişirilmeli ve altı kapatıldıktan sonra aroma ilave edilmelidir. ( Kabuk tutmaması için karıştırılarak soğutulmalıdır.)

* Karamel sos için, şeker eritilmelidir. (Kaşıkla karıştırılmadan, sadece tencerenizi sağa sola eğerek eritilmelidir.) Eriyen şekere tereyağ ilave edilmeli ve hızla karıştırılmalıdır. Son olarak, çiğ krema ilave edilmeli ve içinde şeker topaklanmaları olmasına müsaade edilmeden karıştırarak altı kapatılmalıdır.

Hamur topları soğuduğunda, iç malzeme içine konulmalı ve karamel sos üzerine gezdirilmelidir.

AFİYET OLSUN:)

Cuma, Nisan 12, 2013

Pırasa Mücveri







                     Pırasanın beyaz kısımlarını beğendiye kullandım... Peki yeşilleri ve aldığım ince pırasaları ne yapacağım dersiniz? :))) Elimde pırasa olsun yeter. Yapılacak çok şey var nasıl olsa. Bu mücver çeşidi de, benim büyük ailemin kış mücveriydi.:) Okula giderken annem ekmeğin arasına koyar, ben de öğlen yemek saatinin bir an önce gelmesi için dua eder dururdum:) Anlayın ne kadar sevdiğimi. Hatta bazen içine kavrulmuş kıyma da ilave ederdi.:)) Canım anneciğim ya! Ne çok uğraştırdık seni... Evet gelelim bu güzel mücverin yanı başında yer alan diğer malzemelere...


Gerekli malzemeler:

- 1/2 kg İnce pırasa (Yeşil bölümleri de doğranacak)
- 1/2 demet maydanoz
- 1/2 demet taze nane
- 1/2 demet dereotu
- 5-6 dal taze soğan
- 1 Büyük havuç
- 2 Yumurta
- 2 Yemek kaşığı Un
- 1 Çay bardağı sıvı yağ
- Tuz, karabiber, pul biber

Yapılışı:

* Pırasalar ve taze soğan ince ince doğranarak, sıvı yağda kavrulur. (Yüksek ateşte)
* Kavrulan pırasalara, rendelenmiş havuç ilave edilerek, kavurmaya devam edilir. Tüm suyu çektirilir. Altı kapatılarak, soğuması için kenara alınır.
* Yıkanmış maydanoz,nane ve dereotu incecik kesilir,  tuz ve baharatları ile birlikte  ılınmış malzemeye ilave edilir.
* Karışıma yumurtalar kırılır ve un ilave edilerek, koyu bir kıvam elde edilir.
* Yağsız tavaya peçete ile yağ sürerek (krep yapar gibi), kaşık kaşık dökülen mücverlerin her iki yüzü de kızartılır.


Not: İçine 200 gr kadar kavrulmuş kıyma da koyabilir ve yumurta adedini arttırabilirsiniz.  O zaman da ayrı bir güzel olur...:) Benden söylemesi.:)

AFİYET OLSUN:)

Çarşamba, Nisan 10, 2013

Beğendi (Pırasadan) Ve Mantarlı Tavuk Sote




                       Hiç pırasa sevmeyen Arnavut gördünüz mü? :)) Ben gördüm... Sevgili dünürüm Baki hiç sevmez:))  Bir gün bize geldiklerinde bu beğendiyi yapacağım. Bakalım anlayabilecek mi?:) Amacım zorla yedirmek değil tabii ki. Ancak, söylenmez ise asla anlaşılmaz. Başka bir ikram daha hazırlarım... Ola ki anlarsa ne yapalım, onu ikram ederiz.  Şaka bir yana gerçekten çok hoş bir yemektir. Özellikle bazı sebzeleri reddeden çocuklar için de biçilmiş  kaftan.:)  Bu da anneciğimin hoş ikramlarından biriydi ve bana ondan arta kalan yemeklerden biri... O zamanlar tavuk, kasaplarda bu kadar çok şekle girmediği için, anneciğim bu yemeği tas kebabıyla birlikte yapar ve ikram ederdi. Ancak; tavuk, işini iyi bilen kasaplarca , şekilden şekle sokulunca, bana da alternatif oluştu haliyle.:) Kırmızı eti çok sevmeyenler için harika bir seçenek.:))) Bu arada patlıcanın alternatifi olarak asla pırasayı görmüyorum... Etin yerine, tavuk... Patlıcanın yerine, pırasa değil...
Bu yemek başka ve özel bir lezzet diyorum. Deneyin ve görün...:))) Afiyet Olsun.

Beğendi için gerekli Malzemeler: (6 Kişilik)

- 750 gr Pırasa (Beyaz kısımları)
- 1 Soğan
- 1/2 Çay bardağı sıvı yağ
- 1 Su bardağı Süt
- 1+ 1/2 Yemek kaşığı  Un
- 1 Yemek kaşığı tereyağ
- 1/4 çay kaşığı Muskat rendesi
- Tuz ve karabiber

Mantarlı Tavuk Sote için gerekli Malzemeler:

- 600 gr Sotelik Tavuk
- 1 Büyük Soğan
- 1 er adet sarı, kırmızı ve yeşil dolmalık biber
- 1 paket kültür mantar (400 gr lık)
- 1/2 çay bardağı sıvı yağ
- 1 çay kaşığı Köri (tepeleme)
- 1 tatlı kaşığı tuz, biraz karabiber ve pul biber

Beğendinin  yapılışı:

* Pırasalar yıkanıp temizlendikten sonra beyaz kısımları önce ortadan ikiye daha sonra da 3 er cm lik parçalara bölünerek bir tencereye alınır.
* Pırasaların üzerine çıkacak kadar su ilave edilir, soğan küçük küpler halinde doğranır, biraz tuz ve sıvı yağ konularak çok az suyu kalana kadar haşlanır.
* Haşlanan pırasalar, bir süzgece alınarak soğutulur ve içinde kalan suyu süzülür.
* Süzülen pırasalar, blendıra alınarak püre haline getirilir.
* Un ve yağ, unun kokusu çıkana kadar kavurulur. Ilık süt, muskat rendesi ve tuz ilave edilerek, beşamel sos hazırlanır.
* Hazırlanan sosun içine, püre halindeki pırasalar ilave edilir ve bir taşım pişirilir. Göz göz olunca, beğendi hazır demektir.:)

Mantarlı Tavuk Sotenin yapılışı:

* Soğan küp küp kesilerek yağa atılır ve pembeleştirilir.
* Biberler, jülyen ya da istediğiniz formda kesilerek, kavrulan soğanlara ilave edilir.
* Sotelik tavuklar, kavrulan soğanlara eklenir.
* Mantarlar çok ufaltılmadan doğranarak, tencereye eklenir ve suyunu salıp çekene kadar pişirilir.
* Son olarak, tuz, köri ve diğer baharatlar eklenerek tencerenin altı kapatılır. (Sulu kalmamalıdır. Yağına kalmak tabir edildiği gibi olmalıdır.):)


Tekrar Afiyet Olsun:))


Fesleğenli Meze




                       Bu da Haydarinin fesleğenle yapılanı... Mükemmel bir lezzet. Bizim ufaklık bir taze ekmeğin içini, o minicik elleri ile ufalayıp batıra batıra yiyor.:))) Ve; ne ekmeği, ne de bu mezenin tabağını önünden alabiliyoruz. Arada bir minik kaşığını da daldırıyor. Olmadı... Kafasını tabağa uzatıyor. Resmini çekip koymam lazım halimizi görmeniz için.:))) Vallahi çocuk haklı. Ben de kocaman kadın olmasam, onun uyguladığı yöntemleri hiç çekinmeden uygulayacağım ama:))) Ne yapalım afiyet olsun. Yesin de... İçindekilerin hepsi çok faydalı çünkü...:))

Gerekli malzemeler;

- 250 gr süzme yoğurt
- 3-4 sap taze sarımsak
- 1 Avuç taze fesleğen (fesleğen ne kadar fazla olursa o kadar güzel oluyor.)
- Üzerine sızma zeytinyağ
- Biraz tuz

Yapılışı:

* Sarımsaklar ve fesleğen ince ince doğranıp, süzme yoğurdun içine karıştırılır.
* Üzerine sızma zeytin yağ gezdirilir.

Bütün marifeti bu kadar... Esas marifeti lezzeti.:)) AFİYET OLSUN:))

Salı, Nisan 09, 2013

Enginar Salatası




                       Enginarın bir başka versiyonu... Bu enginar neredeyse çiğ.:)) Ancak, bir salata bu kadar güzel olabilir. Bu sebzenin faydalarını, hepimiz artık ezbere biliyoruz. Karaciğer hastalıklarında verilen ilaçların içeriği tamamen enginar özü... bunca faydası varken, ve... bilinirken, yememek hata olur.:) Enginarın; dolmasından, pilavına...zeytinyağlısından,  püresine kadar her çeşidini denedim ama, neredeyse çiğ olan bu çeşidini ilk defa yapıyorum. Bu salata ile Eskişehir'de Mezze'de tanıştım. Çok başarılılar mezeler konusunda. Balık falan yiyemedim, sırf mezeler yüzünden:) Çünkü; yer kalmadı ne yazık ki...:)) Yapılışı çok basit, zaman konusunda da çok bonkör:)) Malzemelere gelince, evimizde çoğu zaman bulunabilecek şeyler. Biz çok sevdik, sizlerin  de sevebileceğinizi düşünüyorum. İşte malzemeler;

- 3 Enginar
- 1 Limon
- 4-5 dal taze soğan
- Kornişon turşu (5-6 adet koydum. Enginarın lezzetinin önüne geçmemeli)
- 3 diş sarımsak
- 1 Avuç ince kıyılmış dereotu
- 1 Çay bardağı Sızma Zeytin yağ

Yapılışı:

* Enginarların üzerine çıkacak kadar su koyulur, içine bir tatlı kaşığı tuz ve yarım limon suyu  sıkılarak, 7-8 dakika haşlanır. (Enginarlar sert kalacak)
* Enginarlar bir kepçe yardımıyla sudan çıkarılarak,ince ince doğranır.
* Sızma yağın içine; tuz, ince doğranmış kornişon turşu ve taze soğan, sarımsak rendesi , limon suyu ilave edilerek karıştırılır.
* İnce uzun doğranmış enginarlar, sızma yağlı karışıma atılır ve karıştırılır üzerine bol dereotu ilave edilir.

Not: Enginarın haşlama suyunu, soğutun ve için.:)))

Artık servise hazır. :))


AFİYET OLSUN :)

Pazartesi, Nisan 08, 2013

Hamsili Pilav






          Tatlılara biraz ara verip, pilav ve meze çeşitlerine şöyle bir uzanmak istedim. Ev ahalisi, yine 40 gün, 40 gece doğum günü kutlamaları hazırlayınca, organizasyonların atfedildiği kişi olarak, bana da bir teşekkür hazırlamak vacip oldu.:))) Bu çocuklara ortak paydada nasıl teşekkür edilir diye çok düşünülmez bizim evimizde... Hamsili Pilav yaparsam, biliyorum ki, hem tam puan alacağım.:) hem de tüm gönülleri kazanacağım.:)) Kararı verdim vermesine de... Bir baktım ki, bu mutena yemeğin, ana notası hamsiden evimizde eser bile yok. :( Bu yemek öyle dondurulmuş paketlerle falan olmaz. Halis mulis denizden taze çıkma hamsi lazım... Bendenize böylece Kadıköy Çarşı'nın yolları gözüktü tabii ki.:) Hava kötü... Yağmur yağıyor... Ama karar verildi bir kere...Bu yemek hayata geçirilecek... Ah! şu koç burçlarının ani kararları yok mu?:))) Beni benden alıyor. :) Hava şartlarını falan gözüm görmedi. Doğruca Kadiköy'e gidip, balığımı aldım. Sonrası mı? :)))) Tabii ki, gördüğünüz manzara ile karşılaştı evimin kuzuları... Afiyet olsun hepinize... Ve teşekkür ederim benim için hazırladığınız tüm sürprizlere... Seneye bakalım annenizin kafasına hangi yemek takılacak.? :)))

Gerekli Malzemeler:

- 1,5 Kilo hamsi
- 3 Büyük soğan
- 1/2 Çay bardağı kuş Üzümü
- 1/2 Çay Bardağı Çam fıstığı
- 2 Su bardağı Pirinç
- 3 Su bardağı Su
- 1 Tatlı kaşığı Yeni bahar
- 2 Tatlı kaşığı Toz şeker
- 1 avuç ince kıyılmış dereotu
- 3/4 Çay bardağı sıvı yağ
- Tuz ve karabiber (miktarı isteğe bağlı)

Yapılışı:

* Hamsilerin tüm kılçıkları temizlenir ve yıkanır.
* Fırına girebilecek bir kabın, tabanından başlayarak, hamsiler birbirlerinin üzerlerine gelecek şekilde dizilir.
( Dizilirken, (hamsilerin bir yarısı üzerine diğer hamsinin yarısı )şeklinde dizilmelidir. Yoksa, pişirilme sırasında, küçüleceğinden, pilav bölümü görünerek, görüntüyü bozabilir.)
* Soğanlar, sıvı yağ ile birlikte pembeleştirilir. Kuş üzümü ve çam fıstığı ilave edilir.
* Pirinçler yıkanarak, kavrulmuş soğanın içine ilave edilir ve kavurmaya devam edilir.
* Pirinçlerin suyu verilir,  baharatları, şeker ve tuzu ilave edilerek, demlenmeye bırakılır.
* Biraz demlenen ve serinleyen iç pilava, ince doğranmış dereotu ilave edilir.
* Tabanı ve yanları hamsiyle kaplanan fırın kabına, demlenmiş olan iç pilav dökülür ve yan çeperdeki hamsiler pilavın üstüne kapatılır, Kalan hamsiler de üst bölümüne döşenerek, 200 derece fırında kızarana kadar pişirilir.

Not: Fırın kabının üzeri alüminyum folyo ile kaplanmalı, alt bölümü kızardıktan sonra, folyo alınıp üstünün kızarması da sağlanmalıdır.

AFİYET OLSUN:)

Pazar, Nisan 07, 2013

8 Nisan Yaş Günüm...Merhaba 58...


                      Güzel bir yeni yaş hediyesi aldım çocuklarımdan. Uzun zamandır gitmeyi planladığım, ancak gerçekleştiremediğim Eskişehir gezisi, benim 58 yaşına "Merhaba" dememe ramak kalan hafta sonunda çocuklarım tarafından gerçekleştirildi.  :) Anılarımda özel bir yeri olacak yeni yaşımın... Çok güzel bir şehir... İlmek ilmek işlenmiş adeta... Üniversitelerin olması, bir şehri bu kadar mı değiştirir? Yılmaz Büyükerşen'e bir kez daha hayran oldum. Bu güzel vilayeti, Avrupa ülkelerinin akıllarda yer etmiş, güzel şehirleri ile boy ölçüşür hale getirdiği için... Ellerinize ve emeklerinize sağlık bu yolda emek verenler...


Şehirden bir görüntü... Bu köprülerden onlarca var... Ve hepsi farklı renkte...


Gondollar ve motorlar "Porsuk turları" yaptırıyor şehri ziyarete gelenlere...

"Devrim Arabasını" görmeye gittik Tülomsaş' a ... Türk Mühendislerinin 1961 yılındaki başarısı. Öylesine zarifti ki anlatamam...


Şehrin her yanını bu güzel heykeller süslüyor. Öylesine gerçekler ki, halkın arasından çıkıp bir kenarda müzik yapıyorlardı sanki...


Geceleri de bir başka bu güzel şehrin... Işık ışık ve yaşıyor...


Yolumuz, Kurşunlu Külliyesi'ne çıkan yol üzerindeki, "Odun Pazarı Evleri"ne de düştü tabii ki:)) 



Odun Pazarı Evleri'nden bir görüntü


Kuzumla birlikte bir poz verelim dedik...:)))


Kurşunlu Külliyesi... Mistik bir yer... Birçok insan geziyordu, ancak; o yalnızdı...


 Çok dolaştık:))) Biraz dinlenmek lazım. Kuzum babasının limonatasını mideye böyle indirdi...:)))


Kurşunlu Külliyesi'nden sonraki durağımız, Şelale Park... Eskişehir'i tepeden gören müthiş bir yer. Gitmek isteyenlere tavsiyem arabanızla çıkın.:))) Yol çok zorlu ama değer.:)


Şelale Park'tan, Eskişehir'e tepeden bir bakış...


Bir sonraki durak için, arabamıza bindik ve soluğu "Saz Ovası Parkı"nda aldık:))) Eskişehir kazan, biz kepçe.:)))
Bu birebir korsan gemisi, parkın içinde sergileniyor. Daha neler mi vardı??? Ne yoktu ki... Gözlerime inanamadım. Güzel bir masal şatosu, henüz iç dekorasyonu devam ediyor. Bir gölet... İçinde balıklar, kuğular,ördekler... 1918 yapımı gerçek bir lokomotif, size park içinde kocaman bir tur attırıyor. Daha yazılacak çok şey var ama gerçekten gidip görmelisiniz...:)) Biz, Cemroşun uykusu gelince toparlandık ve İstanbul'a doğru yola çıktık...  
       58 yaşıma merhaba derken, böylesine bir güzellik bana eşlik etti. Çok teşekkür ederim çocuklarım, gizli gizli yaptığınız hazırlıklarınız ve sonucunda bu güzel gezi için.:) Üstelik rehberlikte bedavaydı.:))))))))




Cuma, Nisan 05, 2013

Limonlu Kek




                   Bugün Limonlu bir lezzetle devam etmek istedim. Biraz içim ferahlasın diye... Dün, kardeşimi sonsuzluğa uğurlayalı tam 36 yıl oldu.:(   Nisan ayı kendi doğum tarihimi de kapsadığı halde, bu ayın içindeki kayıplarım nedeniyle, hiç sevmem Nisan'ı... 4 Nisan...Ağabeyim, 16 Nisan... Babam.. Ve... çok sevdiğim Şükriye Teyzem...Dualarımızla birlikte,onların da ruhlarına gitsin bu ferahlık. Işıklar içinde uyuyun.

Gerekli Malzemeler;

- 3 Yumurta
- 1 1/2 Su bardağı toz şeker
- 1/2 Su bardağı Süt
- 100 gr Yumuşak margarin
- 1 Paket Kabartma tozu
- 1 Paket vanilya
- 1 Çorba kaşığı limon kabuğu rendesi
- 2,5 Su bardağı Un

Limonlu sos için gerekli malzemeler:

- 1 Yumurta sarısı
- 1 1/2 Limon suyu
- 1/2 Su bardağı pudra şekeri
- 1 Tatlı kaşığı mısır nişastası (Silme)

Limon sosun Yapılışı:

* Yumurta sarısı ve pudra şekeri çırpılır, içine mısır nişastası ve limon suyu ilave edilerek, benmari usulü içinde su kaynatılan bir tencere üzerine oturtularak, kıvam alması sağlanır. (Boza kıvamından biraz daha sulu olmalıdır.) Karıştırılarak soğutulur.

Kekin yapılışı:

* Yumurta ve şeker beyazlayana kadar çırpılır.
* Süt ve  yumuşak margarin  ilave edilerek çırpmaya devam edilir.
* Kuru malzemeler; un,kabartma tozu, vanilya elenerek havalandırılır ve sıvı malzemeye ilave edilir.
* Hazırlanan karışıma, limon kabukları da ilave edilerek, baton bir kek kalıbına dökülür, önceden ısıtılmış 160 derece fırında, kürdan testinden başarılı çıkana kadar pişirilir.

Kek ılındıktan sonra, sosu üzerine dökülür ve tranş kesilmiş limon dilimleri ile süslenir.

AFİYET OLSUN:)

Çarşamba, Nisan 03, 2013

Panna Cotta Çilekli ve Karamel Soslu




                    Güzel bir İtalyan tatlısı... Güzel olduğu kadar da, kalorili...:) Bizim şerbetlilerimizin yanında masum kalır diye düşünüyorum esasında.  Mesela ; "Kaymaklı Ekmek Kadayıfı"nın...:))) Olsa da yesek... Biraz da malzemelerle oynayınca...:) Kendimizi kandırmak gibi olmasın ama, sanırım hafifletebiliriz.:) Şu insanoğluna da yaranmak zor.:) Hem tadı güzel olacak, hem kalorisi az olacak...Tabii ki yok böyle bir şey. Olsun, varsın! arada bir ve biraz hafif yaparsak yiyebiliriz değil mi? :) Şu bahar ayları, kadınlar açısından bakıldığında, yaza hazırlanma ayları...:) Amacım; uygulayacak ve yiyecek olan, hem cinslerime kötülük etmek değil... Siz de benim gibi yapın, yedirin.:) Yok! yemeden duramıyorsanız, ucundan tadıverin.:) Buradaki tarif, orijinal tarifteki, krema oranından daha az, bir değişiklikte  jelatini açısından... Onu da azaltarak, mısır nişastası ile tamamladım.:) Yapıp, yiyecek olan arkadaşlarım, benden bu kadar:))) Porsiyon ayarı size kaldı artık...:) Sevgiyle kalın.


Gerekli malzemeler:

- 1,5 Kutu Krema (Sek ya da Tikveşli)
- 2,5 Su bardağı Süt
- 3/4 Su bardağı toz şeker
- 2 Çorba kaşığı Jelatin (Toz)
- 1 Çorba kaşığı Mısır Nişastası
- 1/2 Çay bardağı su
- 1 Paket Vanilya (Gerçek vanilya parçacıklı Dr. Oetker)

Sos için gerekli Malzemeler:

- 500 gr Çilek
- 1 Çorba kaşığı Jelatin (Toz)
- 1/2 Su bardağı Şeker

Yapılışı:

* Çilekler blendırda püre haline getirilir, şeker ilave edilerek kaynatılır ve biraz suda çözdürülen jelatin ilave edilerek altı kapatılır.
* Krema, süt ve toz şeker birlikte kaynatılır.
* Jelatin ve mısır nişastası yarım çay bardağı su içinde çözdürülür. (İçinde topak kalmamasına dikkat edilmelidir.
* Jelatinli karışım, kremalı karışıma ilave edilir ve bir taşım kaynatılıp altı kapatılır.
* Vanilyası ilave edilerek, sudan geçirilmiş kaselerin 3/4 ü panna cotta ile kalan 1/4 ü de çilekli sos ile doldurulur.
* Oda sıcaklığına gelene kadar bekletilir ve donması için buzdolabına kaldırılır. ( Kaselerin, donma süreci buzdolabında 3-4 saattir.  Panna Cotta'yı bütün yaparsanız donma süresi uzar.)
* Süslemek için, karamel sos kullandım. (Fo)

AFİYET OLSUN :)